-
1 скандировать
сканди́ровать "Нет войне́!" — "Harbe hayır! " diye tempo tutmak
-
2 такт
zaman; tempo ; denlilik* * *I м1) муз. zamanдвудо́льный такт — ikili zaman
2) разг. ( ритм) tempoв такт му́зыке — müziğin temposuna uyarak
выбива́ть такт — tempo tutmak
3) тех. zamanII мтакт сжа́тия — sıkıştırma zamanı
takt, denlilikон челове́к с та́ктом — takt sahibidir
держа́ть себя́ с та́ктом — takt sahibi olmak, denlice davranmak
-
3 притопывать
несов.; сов. - прито́пнуть1) ayağını / ayaklarını yere vurmakприто́пнуть ного́й — ayağını yere vurmak
2) тк. несов. (стучать ногой в такт чему-л.) ayağını yere vurarak tempo tutmak -
4 прихлопывать
несов.; сов. - прихло́пнуть1) ( закрывать со стуком) çarparak kapamak2) ( прищемлять) sıkıştırmak, kıstırmakему́ прихло́пнуло па́лец две́рью — parmağı kapıya sıkışmış
3) тк. несов. ( хлопать в такт) el çırparak tempo tutmak
См. также в других словарях:
tempo tutmak — el çırparak veya el ve ayaklarını bir yere vurarak bir müziğe eşlik etmek, vuruş tutmak Sonra kafasındaki bir şarkıya parmaklarıyla candan tempo tutmaya başladı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
tempo — is., müz., İt. tempo 1) Bir müzik parçasındaki bölümlerin hızlarını belirtmek için kullanılan kelime, vuruş Bu melodinin temposu çok ağır, biraz daha hızlı çalınmalı. 2) mec. Gidiş, ilerleyiş, gelişme hızı, tarz Maiyetindekiler onun çalışma… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dümtek tutmak — tempo tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
usul tutmak — dümtekle tempo tutmak Usul tutarak, dümtek vurarak, başlarını sallayarak avazları çıktığı kadar şarkıya başlarlar. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
el çırpmak — 1) alkışlamak, tempo tutmak Bir köylü oturduğu yerde cura çalıyor, birkaç delikanlı etrafında el çırparak ayak vurarak türkü söylüyorlardı. R. N. Güntekin 2) birini çağırmak için ellerini birbirine vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dümtek — is., müz. Klasik Türk müziğinde tempo Ellerini dümtek usulü ile dizlerine vurur. Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller dümtek tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
usul — 1. zf., esk. 1) Alçak sesle Ala gözlü benli dilber / Usul söyle söz ederler Karacaoğlan 2) Yavaş bir biçimde 2. is., lü, ç., Ar. uṣūl 1) Kökler, asıllar 2) Bir kimsenin ana, baba, dede ve nineleri 3. is., lü, Ar. uṣūl 1) Bir amaca erişmek için… … Çağatay Osmanlı Sözlük